Tarım Şehirlerinden Gelen Ürünlerin Fahiş Fiyatları Halkı İsyan ettiriyor
Üretici maliyetlerinin yükselmesi, mazot fiyatlarının artması, kuraklık ve taşıma gibi etmenler sebze-meyve fiyatlarının belirlenmesinde etkili hale geldi. Adana, Antalya, Mersin gibi tarım şehirlerinden gelen ürünlerin marketlerde fahiş fiyatlara satılması tartışma yaratıyor. Devlet denetim merkezlerinin halkın sesini duymadığı konusunda eleştiriler yükseliyor.
Marketlerdeki sebze-meyve fiyatlarının denetimsiz yönetmelik nedeniyle sürekli arttığı gözlemleniyor. Plansız ekim, pazara sürülemeyen ürünler, fiyatların belirsizliği gibi sebepler fiyatların yükselmesine neden oluyor. Üreticiler “Hal yasası”nda değişiklikler talep ederken, halk da marketlerin belirlediği yüksek fiyatlara tepki gösteriyor. Bu durumun nedenleri ve sebep olduğu ürün maliyeti artışı hakkında Çiftçi Marka Danışmanı Selçuk Ramazanoğlu, Odatv’nin sorularını cevapladı.
Sebze ve meyve fiyatlarının dengelenmesi için üretim planlamasının önemli olduğu vurgulanıyor. Devletin bu konuda yapabilecekleri, üretici ve tüketiciye destek sağlamak adına ortak bir çözüm bulunması gerekliliği üzerinde duruluyor.
“Geçtiğimiz Mayıs ayında limonu 120 TL’ye yediğimizde nasıl bir sorun olacağını öngörmüştüm. Şu anda limonun fiyatı 150 TL’ye çıktı. Bunun sebepleri arasında don etkisi de var, 65 il bu durumdan etkilendi. Fiyat artışının sebeplerinden biri budur, ancak tek neden değil. Her sene zirai donla karşılaşılmıyor ama sebze-meyve fiyatlarındaki artış her zaman gündemde. Çiftçiler de dâhil herkes bu durumdan şikayetçi çünkü üretim yapan ve en fazla riski üstlenen kesim çiftçiler. Kontrollü ve dengeli tarımın yapılması gerekiyor, yani arz-talep dengesi gözetilerek üretim yapılmalı. Bazı ürünlerde yıllarca istenildiği kadar ekilmesine izin verilmiş olsa da çiftçiler artık çok ekmenin kar etmeyeceğini farkettiler. Bu durumu hem çiftçiler hem de Tarım Bakanlığı kontrol etmeli. Genç nüfus azaldı, kırsal alanlar yaşlandı. Bu nedenle projelere ihtiyaç var. Tarımın sürdürülebilirliği için şehirlerden kırsala doğru bir proje geliştirilmeli. Üreticilerin örgütlenmesi gerekiyor, çiftçilerin ihtiyaçları kooperatifler aracılığıyla karşılanabilir. Ürünlerin pazarlanması da bu kooperatifler üzerinden yapılabilir. Böylelikle tarım ve üretim daha güvenli hale gelir.”
“Fahiş Fiyatları Dengelemek için Hal Yasası Değişmeli”
Selçuk Ramazanoğlu, Odatv’ye yaptığı açıklamada “Hal yasası”nın önemine vurgu yaptı. Ramazanoğlu, “Ürünlerin hale gelmesi, kayıt altına alınması ve fiyatların hallerde oluşması gerekiyor. Ancak fiyatlar genellikle zincir marketlerde belirleniyor. Bu durum üreticinin ve tüketicinin ürünleri yüksek fiyatlardan almasına neden oluyor” ifadelerini kullandı.
Çiftçi Marka Danışmanı Ramazanoğlu, “Hal yasasının mutlaka değişmesi gerekiyor çünkü ürünler hale gelmeli, kayıt altına alınmalı ve fiyatlar hallerde belirlenmeli. Ancak fiyatlar hallerde oluşmuyor; fiyatlar çoğunlukla zincir marketlerde belirleniyor. Bu durum üreticinin ve tüketicinin ürünleri yüksek fiyatlardan almasına sebep oluyor. Eğer önlemler alınmazsa, gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik risk altına girebilir. Pestisit atıklı ürünlerin tüketimi artarsa sorunlar artabilir. Hızlıca tedbirler alınmalı. Umarım devlet, bakanlık ve üreticiler geç kalmadan gereken adımları atarlar” şeklinde konuştu.
Hal Yasası Nedir?
Yeni Hal Yasası 26 Mart 2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandı ve uygulamaya konulması bir yıl ertelendi. Ancak hal yönetimleri ve üretici birliklerinin hazır olmadıklarını belirtmeleri sonucu kanunun yürürlüğe girmesi 2012 yılına ertelendi.
Berna Kılıç
Odatv.com