Vazgeçmeyin, doğru tüketin! Tatlıdan sonra kısa bir yürüyüş büyük fark yaratır

Tatlı Tüketiminin Püf Noktaları

Tamamen kesmek değil, doğru tüketmek önemli

Uzman Diyetisyen Ceren Turan, tatlı tüketimini sınırlamanın önemine dikkat çekiyor. Günlük kalorinin yüzde 10’undan azının ilave şekerden gelmesi gerektiğini vurgulayan Turan, bayramda tatlı tüketimini porsiyon kontrolüyle sınırlamanın önemini aktarıyor. Ölçülü olmak her zaman en iyisidir.

Tatlıyı günün erken saatlerinde tüketin

Araştırmalar, tatlıyı öğle yemeğinden sonra tüketmenin vücudun şekeri daha iyi metabolize etmesine yardımcı olduğunu gösteriyor. Diyetisyen Turan, gece saatlerinde tatlı tüketiminin yağ depolanmasını artırabileceğini belirterek, tatlıyı öğle sonrası küçük bir atıştırmalık olarak değerlendirmenin sağlıklı olduğunu öneriyor. Tatlı sonrası oluşabilecek rahatsızlıkların önüne geçmek için kısa bir yürüyüş öneriliyor.

Tatlıyla birlikte çay-kahve tüketiminde dikkatli olunmalı

Diyetisyen Turan, tatlı ikramları sonrasında tüketilen çay ve kahve alışkanlıklarının sindirim sistemi üzerinde olumsuz etkileri olabileceğine dikkat çekiyor. Özellikle demir emilimi açısından çay ve kahvenin zamanlamasının önemli olduğunu belirtiyor. Kafeinin reflüyü tetikleyebileceğine değinen Turan, önerilerini sıralıyor.

Et ve tatlı aynı öğünde tüketilmemeli

Protein ve şekerin birlikte sindirilmesinin zor olduğunu vurgulayan Turan, etli yemeklerin ardından tatlı tüketiminin midenizi zorlayabileceğini belirtiyor. Bu nedenle, tatlıyı ana yemekten sonra ara öğün olarak değerlendirmek ya da ayrı bir zaman diliminde tüketmek daha uygun olabilir.

Tatlıyı nasıl dengeleyebiliriz?

Uzman Diyetisyen Ceren Turan, tatlı tüketiminde dengenin önemine vurgu yapıyor. Tatlıyı tüketirken yanında protein veya lifli besinler almanın, kan şekerinin ani yükselmesini engelleyeceğini belirtiyor. Ayrıca, tatlı tüketimini planlayarak, diğer öğünlerdeki karbonhidratları azaltmanın faydalı olabileceğini aktarıyor.

Tatlıdan sonra kısa bir yürüyüş büyük fark yaratır

Diyetisyen Turan, tatlı tüketiminden sonra yapılacak kısa bir yürüyüşün şekerin emilimini yavaşlatacağını ve sağlık üzerinde olumlu etkileri olacağını belirtiyor. Tatlı keyfinin sağlıkla denge içinde olabilmesi için doğru zamanda, doğru miktarda ve doğru şekilde tüketilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Sağlıklı bir bayram geçirmeniz dileğiyle!

Related Posts

Egzersiz, kanserin tekrarlamasını önlemede ‘ilaçlardan daha etkili’ olabilir

Yeni bir araştırma, egzersizin kanserin tekrarlamasını önlemede ‘ilaçlardan daha etkili’ olabileceğini gösterdi.

Bu ikiliye kimse inanmıyor! Narla tuz lezzet patlaması yapıyor, doğal iştah açıcı

Son zamanlarda sosyal medyada ve sağlıklı yaşam çevrelerinde sıkça konuşulan bir alışkanlık, kulağa biraz garip gelse de birçok kişinin sürdürdüğü rutinlerden biri haline geldi. Narın tatlı-ekşi aromasıyla tuzun keskin tadı bir araya geldiğinde ortaya çıkan tat hem beğeniliyor hem de vücuda faydalı etkileri olduğu söyleniyor. Peki, nar ve tuz ikilisi neden bu kadar popüler?

Salmonella ve bacillus cereus’un tehdidi: Uzmanından gıda güvenliğine dair çarpıcı uyarılar

Gıda güvenliği uzmanı Nurten Sırma, ABD’de kabak çekirdeği ve Almanya’da toz zencefilde tespit edilen bakteriler nedeniyle yapılan geri çağırmaların önemini vurguladı. Türkiye’de ise gıda güvenliği ve geri çağırma uygulamalarının yetersiz olduğunu belirten Sırma, ürün izlenebilirliğinin sağlanması gerektiğine dikkat çekti.

Grip mevsimi uzadı

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi’nden (NKÜ) Doç. Dr. Mustafa Doğan, 2025’te grip mevsiminin oldukça uzadığını belirterek, “Mayıs ayının ortalarında olmamıza rağmen hala hatırı sayılır sayıda üst solunum yolları şikayeti ile hastalar hastanelere başvurmakta, sağlık kuruluşlarına başvurarak destek istemekteler” dedi.

Uzmanlardan kalbi ve böbreği etkileyen ‘kardiyorenal sendrom’ uyarısı

Türk Böbrek Vakfı (TBV), Türk Kalp Vakfı ve Türk Nefroloji Derneğince “kardiyorenal sendrom” olarak adlandırılan hem kalbi hem böbreği olumsuz etkileyen sağlık sorunlarına dikkati çekildi.

Uzmanlardan kritik uyarı: 50 yaş üzeri herkes risk altında olabilir

Belirti vermeden ilerliyor, geç fark edildiğinde kalıcı görme kaybına yol açabiliyor. Erken teşhis ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları hastalığın kaderini belirliyor.